Düşmanlarla Savaş

Yıllar önce Hitit kralının Tanrı'ya yalvarışları yıllar sürecek bir sorunun habercisiydi. Anadolu'da olan salgın hastalıklarla mücadelede insanlar birçok yöntem denedi ve en sonunda mücadeledeki en önemli adım bulundu.Aşı yapılmaya başlandı. Bu çalışmada bir çok şeyde olduğu gibi Anadolu kadınının özverisi ve yapıcı olması ortadaydı. O zamanlarda aşıcı kadınlar vardı ve bu kadınlar çocuklara aşılama yaparak çocukların hastalıktan korunmalarını sağlıyorlardı. Bu kadınların uyguladığı yöntemler sayesinde hastalık yeniliyor ve bir çok çocuğun yaşama devam etmesi sağlanıyordu.
Tarih boyunca toplumlar bir çok sorunla uğraştı. Savaş, kıtlık, salgın hastalıklar gibi. Bunların arasında en büyük, aşılması en zor olan problem sağlık sorunlarıdır. Kurtuluş savaşında vatanını savunan Türk askerleri savaştan sağ kurtulsa bile bulaşıcı hastalıklarla savaşta hayatını kaybeder bir duruma gelmişti. Salgın hastalıklar her yere yayılmış ve bir çok canı almıştı. Salgın hastalıklarla savaşta en önemli rol doktorlar ve sağlık çalışanları düşüyordu. Bu savaşla mücadele ederken bilimi de kullanan doktorlar sayesinde bakteriyoloji gelişmiş oldu ve hastalıkların sebepleri belirlenmeye başladı. Bakteriyoloji toplum sağlığını ve sağlık koşullarını geliştirme konusunda önemli bir çaba gösterdi. Bilim insanları hastalıklara karşı aşı üretimine başlamıştı. Türkiye'nin vefalı doktorları bu sinsi düşmanlarla savaşta çalışmalar yapıyor ve onları yenmek için bir silah geliştiriyorlardı. Bu düşmanı önleyecek aşıyı bulurken aynı zamanda yeni yöntemler ve cihazlar geliştirmişlerdir. ;
Bu savaşı yendiğimiz ilk dönemlerde Türkiye kendine yetecek miktarda yerli bakteri aşısı ve serum üretmekteydi. Fakat ilerleyen dönemlerde aşı üretimi maliyeti arttığı için ülkemizin ekonomik durumu bunu karşılamaz hale gelir ve aşıları ithal etmeye başladı.
Bu mücadelede karşılarına çıkan hiçbir engelde durmadan devam eden, asla pes etmeyen Türk hekimleri ve bilim insanları sayesinde hastalıklardan korunmayı ve insan sağlığının korunması sağlandı. Ama ne yazık ki bazı ülkeler bu savaşın ilk başlarında kendilerininde bu hastalıklardan korunmaya çalıştıklarını ve bu hastalıkları atlatmak için çabaladıklarını unutarak hastalık etmeni olan mikroorganizmaları yeni bir savaş aracı olarak kullanmaya çalışıyor ve insanların hatta toplumların sağlığıyla oynuyorlar.
Sorular:
- Osmanlı dönemindeki tıp kurumları Ankara'da kurulan hangi merkez altında toplanmıştır?
-İlk aşı yöntemi kim tarafından, nasıl uygulanmıştır?
-Tifüs aşısı kaç yılında bulunmuştur?
-Kolera kaç yılında hangi yolla İstanbul'a gelmiştir?
-Hamdi metodu hangi aşının uygulamasında gelişmiştir?
Kaynakça:
Yorumlar
Yorum Gönder